BEŞPINAR HÖYÜK
Baybur'ta 48 km. ilçemize 13 km.
uzaklıkta, ilçenin güneyindeki Beşpınar beldesinin çıkışında, belde
okulunun karşısında ve köy yolunun hemen solunda yer almaktadır.
Kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu höyük, oldukça geniş bir alana
yayılmıştır. Tarımsal faaliyetler höyüğe zarar veremeyecek kadar uzakta
olmasıyla birlikte bir kaç kaçak kazı sonucu höyük az da olsa tahrip
edilmiştir. Bulunduğu konum itibariyle ilçenin güneyinden başlayıp, yine
güneye doğru yaklaşık 16 km. devam eden 800 - 1200 m. genişliğindeki
vadinin orta kısmında Yazıbaşı höyük, en kuzeyinde Değirmentepe höyük
yer almaktadır. Yüzeyden ele geçen keramik buluntularıyla Erken Tunç ve
Demir Çağa tarihlendirilmiştir. Sagona bu höyüğün yer aldığı Beşpınar
Beldesinin yaklaşık 2 km. kuzey batısında yaklaşık 25 m. yükseklik ve
200 m. çapa sahip alana yayılmış bir tepenin bulunduğundan
bahsetmektedir. Bu yereşim alanında yapılan araştırmalar sonucu elde
edilen bulgular Geç Kalkolitik Çağ, Erken Bronz Çağ, Geç Bronz Çağ,
ağırlıklı olarak Demir Çağ, Hellenistik - Roma, Orta Çağ ve modern
döneme işaret etmektedir. Ayrıva köylülerin belirttiğine göre alanın
kuzeyinde pulluk sürülürken 50 cm. yükseklikte bir raş torzo (heykel
gövde kısmı) dan oluşan bir heykele ait iki parçanın ortaya çıkarıldığı
de belirtilmiştir.
DİKMETAŞ
İlçenin güneybatısında bulunan Yukarı
Dikmetaş Köyünün 500 m. güneyinde Demirözü - Beşpınar yolunda,
Beşpınardan yaklaşık 5 km. sonra kuzeye ayrılarak köye ulaşan yolun 100 ç
batısında yer alan yaklaşlık 150x10 m. lik bir alanı kaplayan tepeden
ele geçen bulgular ağırlıklı olarak Demir Çağa işaret etmektedir.
GUNDULAK TEPE
İlçenin güneydoğusunda, ilçe merkezine 8
km. uzaklıktaki Yukarı Pınarlı Köyünün yaklaık 500 m. kuzeyinde yer
almaktadır. Höyüğün etrafında yoğun şekilde tarım yapıldığından, köyük,
tahripbat sonucu gerçek yükseltisini kaybetmiştir. Gundulak tepeden
alınan keramikler Geç Kalkolitik Çağa ait olmakla birlikte M.Ö. 5. bin
yılın ortalarından M.Ö. 4. bin yılın sonlarına kadar olan döneme
tarihlenmiştir. Sagona buradan ele geçen keramiklerin Doğu Anadolu ve
Kuzey Suriye bulguları ile benzerlik gösterdiğini ifade etmektedir. Bu
höyükten toplanan obsidyen aletler dönemin özelliklerini yansıtması
bakımından önemlidir. Analizleri yapılan obsidyenlerden bir kısmı ise
Geç Neolitik/Erken Kalkolitik döneme tarihlenmiştir. Bunların arasında
düzeltilmiş ok uçları, yuvarlak kazıyıcılar, rötuşlanmış burun
kazıyıcılar ve çeşitli dilgiler vardır.
ÇANLAR TEPE
İlçenin güneydoğusunda ilçe merkezine 8
km. uzaklıktaki Yukarı Pınarlı Köyünün yaklaşık 300- 350 m. güney
doğusunda yer alan yaklaşık 40x40 m.lik doğal bir tepelik üzerindeki
yerleşime en kolay ulaşım yolu Bayburt - Demirözü yolunun Yukarı Pınarlı
köyüne doğru girilen patika yoldur. Az sayıdaki buluntuları Demir Çağa
işaret etmektedir.
PULUR CAMİİ
Bir avlu içinde bulunan camii, giriş
kapısı üzerindeki kitabaye göre, Akkoyunlu Ferahşad Bey tarafından
yaptırılmıştır. Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Savaşı
sırasında Osmanlı Devletine büyük yardımlarda bulunan Ferahşad Bey'e
büyük topraklar bağışlamış ve bunu sonradan Kanuni Sultan Süleyman da
tasdik etmiştir.
Yapı Osmanlı mimarisindeki tek kubbeli
cami tipindedir. Dış görünümü ile uzaktan dikkati çeker. Camiinin genel
mimari uslubu diğer Osmanlı camiilerine benzemektedir. Ancak kubbe ve
trompların üzeri çinko ile kaplanmış ve kubbe eteğine ahşap bir saçaklık
ilave edilerek orjinal durumunu kaybetmiştir.
Cami, sarı koyu pembe kesme taşlardan
gayet muntazam bir işçiliğe sahiptir. Giriş kapısı cepheden pek az
taşkın, sivri kemerlidir. Taştan yapılan yapının kemer alınlığında iki
satır halinde nesih kitabe yer alır.
12 Haziran 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder